"Envanter" atölye çalışmasının ardından geçici bir proje üssü kuruldu: eski bir dükkân kiralandı. Tüm tadilat işleri, Frankfurt ve İstanbul'dan öğrenciler, mahalle esnafı ve aynı zamanda mahalle sakinlerinden gönüllülerin işbirliğiyle proje ekibi tarafından yapıldı. Öncelikli tadilat işleri Temmuz’da tamamlandıktan sonra “Gülsuyu-Gülensu Dükkânı" artık mahalleliyle etkileşim, araştırmalar ve deneme mahiyetindeki müdahalelerin test edilmesi için bir anahtar araç ve platform haline gelmiş oldu. 
Mahallenin merkezinde yer alan Dükkân, projenin mahalledeki görünürlüğünü sağlama ve yerel ahali ile güvene dayalı bir ilişki kurma yolunda en önemli araçlardan biri oldu.  Mekân, 24 Temmuz 2009 tarihinde kukla grubu Kurmalı Salyangoz'un gösterisiyle açıldı.
Gülsuyu-Gülensu Dükkânı, yoldan geçenlerle ya da davet edilerek tanışılan mahalleliyle birlikte Gülsuyu-Gülensu'nun geçmişinin biriktirileceği bir mekân olarak hizmet veriyor. Mahalleliden toparlanacak olan bu arşiv, yerleşim yerinin geçmişine ilişkin 50-80 ve 90’lara ait fotoğraf ve belgelerle mahallenin olası anlatısını ortaya çıkaracak.
Kapsamlı bir alternatif planlama sürecinin yürütülmesi, mahalleliyi kitlesel olarak harekete geçirecektir, bunun için de, lojistik planlama, toplantılar ve tartışmalar vb. için mekânlar gereklidir. Bu sürecin uzamsal, toplumsal ve örgütsel tasarısı nasıl yapılmalıdır? Kültürel Aracılar bu anlamda Dükkân'ın rolünün ne olabileceğini araştırıyor ve hassasiyetini elinden bırakmadan, hem bir buluşma mekânı olma hem de içerik oluşturma rolünü Dükkân'a atfediyor.
Gülsuyu-Gülensu Dükkânı tartışma, sunum ve etkinlikler için bir buluşma yeri işlevi görüyor. Dükkân, mahalle hakkında bilgi sahibi olmak ve mahalleliler ile yakın ilişkiler kurmak isteyen konuk sanatçılar için de bir katalizör ve üs hizmeti görmeye başladı. Aynı zamanda, mahalle sakinlerinin çoğu “dışardan gelenler”le tanışma ve sohbet etme olanağına sahip olmaktan memnuniyet duyuyorlar.
Ayla sokak no. 90’ın kısa hikâyesi 
Bugün 70 yaşında olan Sabire Hanım ve eşi Haydar Sezgin'in, 40-45 yıl önce tuğlaları sırtlarında taşıyarak inşa ettikleri bu dükkân, önce bir otomobil garajı daha sonra ise tuhafiyeci olarak kullanılmıştır. Sivas'tan Üsküdar'a oradan da Gülensu'ya ilk geldiklerinde toprak arsanın üzerine briket kullanarak yaptıkları gecekondunun ardından bu garaj inşa edilmiş. Bir zaman sonra gecekonduyu yıkıp, arkadaki çok katlı binayı yaptırmışlar. Ustalar "işi bilmedikleri" için dükkânın zeminini hatalı yapmışlar. Daha sonra dükkân birahane olarak kiralanmak istenmiş fakat tutmak isteyen kişi "burada masa durmuyor" demiş. Bu, Sabire Hanım'ın "kafasına işlemiş" ve bir usta tutmuş, yere beton atılmış.